Efsanevi atlet, aktör ve milyoner: OJ Simpson’ın yargılandığı Yüzyılın Davası, ona Amerikan rüyasını nasıl kaybettirdi?

T24 Dış Haberler

Ailesi, Amerikan futbolu yıldızı OJ (Orenthal James) Simpson‘ın kanser nedeniyle öldüğünü duyurdu. Simpson, eşini ve yanındaki bir arkadaşını öldürdüğü iddiasıyla yargılanmış ve beraat etmişti. Simpson’ın yargılandığı dava canlı yayımlanmış ve dünya genelinde takip edilmişti. Dava, “yüzyılın davası” olarak anıldı. 

76 yaşında kanserden ölen OJ Simpson, uzun bir süre boyunca her şeye sahip olan bir adam olarak tanındı. 

Bir spor efsanesi, sinema oyuncusu, reklamcı ve milyonar olarak “Amerikan rüyası”nı yaşadı. Başarılı kariyeri, yakışıklılığı ve muhteşem eşiyle siyahlar için bir başarı imgesi haline geldi ve kucaklandı. O, arkadaşlarına “Ben siyah değilim, ben OJ’yim” diyordu. 

Her şey, 1994 yazında Simpson’ın eski eşi Nicole Brown Simpson‘ın Los Angeles’taki apartmanının önünde ölü bulunmasıyla yerle bir oldu. Bir restoranda unuttuğu gözlüğünü iade etmek için evine gelen garson arkadaşı Ronald Goldman ise birkaç metre ötede bıçaklanarak öldürülmüş halde yatıyordu.

76 yaşında prostat kanserinden ölen Simpson, aile içi şiddet ve cinayetten yargılandığı davayla sık sık gündeme geldi. 

Mahkeme, 1995 yılında onu cinayetten suçlu bulmadı, ancak ayrı bir hukuk davası jürisi 1997 yılında onu ölümlerden sorumlu buldu. Brown ve Goldman’ın yakınlarına 33,5 milyon dolar ödemesine karar verdi. 


O.J. Simpson, 28 Eylül 1995 Perşembe günü Los Angeles’ta
görülen cinayet davasında savunmasının kapanışında

Simpson hakkındaki davalar sansasyon yarattı. Cinayetle suçlandı ancak teslim olmadan önce polisi Los Angeles otoyollarında yavaş hızda bir kovalamacaya sürükledi. Adını, bindiği beyaz araçtan alan Bronco Chase, televizyonda prime time’da yayımlandı.

Bronco ile yola çıkmadan hemen önce yazdığı ve pek çok kişinin intihar notu olduğuna inandığı notta şöyle yazıyordu:

“Harika bir hayatım, harika dostlarım oldu. Lütfen bu kayıp kişiyi değil, gerçek O.J.’i düşünün”

“Yüzyılın davası” olarak adlandırılan ve televizyonda aylarca süren duruşması, futbol tarihinin en yetenekli koşucularından biri olarak göz kamaştırıcı rekorunu gölgede bıraktı. Dava şöhret ve servet, aşk ve nefret, yargı sistemi, medya, aile içi şiddet ve ırkçılık konularına değindi. “Bir Yunan trajedisi, pembe dizi ve sirk gösterisiydi. Amerika buna doyamadı”

Beraat ederken giydiği takım elbise sergilendi

2011 yılında Simpson’ın beraat ederken giydiği takım elbise bağışlanarak Washington’daki Newseum’da sergilendi ve tüm zamanların en büyük Amerikan haber hikayelerinden birinin kalıntısı oldu.

Cinayet mahallinde bulunan kanıtlar büyük ölçüde Simpson’ın aleyhine görünüyordu. Onun ölçülerinde kanlı ayak izleri, DNA’sıyla eşleşen kan damlaları ve öldürülen eski eşi tarafından satın alınan ve televizyondaki futbol maçlarında giydiği eldivenle aynı tarzda bir eldiven vardı. Kendi kanı ve iki kurbanın kanıyla bulaşmış bir başka eldiven de evinde bulundu.

Kanlı eldivenleri siyah karşıtı polis mi yerleştirmişti?

Ancak DNA analizi bilimi henüz emekleme aşamasındaydı ve polis ile adli tıp teknisyenlerinin kanıtları kullanırken yaptıkları hatalar vardı. Simpson mahkemede eldivenleri denediğinde, eldivenleri büyük ellerine geçiremedi ve bu da avukatı Johnnie L. Cochran Jr‘ın daha sonra jüri üyelerine söylediği ünlü sözünü etmesine neden oldu: “Eğer uymazsa, beraat etmelisiniz.”


Simpson duruşma boyunca sadece üç kelime konuştu: “Çok küçükler”

Birçok kişi bunun davasını kanıtlamak için yeterli olduğunu düşündü.

Savunma avukatları, Simpson’ın masum olduğunu iddia etmekte tereddüt etmediler. Siyah karşıtı ırkçı hakaretlerde bulunduğunu reddeden ancak mahkemede bir ses kaydı dinletildikten sonra bundan vazgeçen eski Los Angeles polis dedektifi Mark Fuhrman‘ı işaret ederek, Simpson’a komplo kurulduğunu söylediler. Daha sonra yalancı şahitlikten suçunu kabul etti.

Savunma avukatları, Simpson’ın evinde kanlı eldiveni bulanın ya da bazılarının iddia ettiği gibi yerleştirenin Fuhrman olduğunu ve Fuhrman’a güvenilemeyeceğini söyledi. Jüri üyeleri, Fuhrman’ın geçmişinin zihinlerinde büyük bir ağırlık oluşturduğunu kabul ettiler. 

Cochra,n son savunmasında ırkçılığı öne çıkardı ve Fuhrman’ı Adolf Hitler‘e benzetti.

Beraat kararı televizyondan ve New York Times Meydanı’ndaki Jumbotron’dan milyonlarca kişi tarafından izlendi. Dönemin ABD Başkanı Bill Clinton da izlemek için toplantılarına ara verdi.

Simpson, jürinin Brown ve Goldman’ı öldürmediğine karar vermesinden bir hafta sonra, 1995 yılında The New York Times’a “Amerika’nın çoğunun benim yaptığıma inandığını sanmıyorum. Beni destekleyen insanlardan binlerce mektup ve telgraf aldım” dedi. 

33,5 milyon dolar tazminat

Simpson’ın eski hayatına dönme çabaları Ron Goldman’ın ailesi tarafından baltalandı. Simpson’ın suçlu olduğuna inanıyorlardı ve haksız ölüm davasını sürdürdüler.

Bir hukuk davasında jüri, Simpson’ı cinayetlerden sorumlu buldu ve Goldman’lara ve Nicole Brown Simpson’ın ailesine 33,5 milyon dolar tazminat ödemesine karar verdi.

Tazminatın bir parçası olarak yüzlerce değerli eşyaya el konuldu ve Simpson, Heisman Kupasını açık artırmayla 230 bin dolara satmak zorunda kaldı. Hiçbir zaman 33,5 milyon doları ödeyemedi ve sadece NFL ve özel emekli maaşlarıyla yaşadığını söyledi.

Goldman’ın babası Fred Goldman, “Mesele para değil, hiçbir zaman da olmadı. Mesele, oğlumu ve Nicole’u öldüren bir adamın mahkeme tarafından sorumlu tutulmasını sağlamaktır” dedi. 

61 yaşında hapse girdi, 9 yıl hapis yattı

Davalardan 10 yıl sonra, Las Vegas’taki bir otel odasında çok az tanıdığı beş kişiyi bir çatışmaya sürükledi. Simpson’ın yanındaki kişi kişide silah vardı. Mahkeme, Simpson’ı silahlı soygun ve diğer suçlarda mahkûm etti. 

61 yaşında hapse atılan Goldman, Nevada’nın kuzeyindeki ücra bir hapishanede, spor salonu kapıcılığı da dahil olmak üzere dokuz yıl hapis yattı. Goldman’lar da dahil olmak üzere pek çok kişi onun beraat ettiği suçlar nedeniyle cezalandırıldığına inanıyordu.

Simpson, Ekim 2017’de şartlı tahliye edildiğinde pişman değildi.


O.J. Simpson, Lovelock, Nev’deki Lovelock Islah Merkezi’nde şartlı tahliye edildiğini öğrendikten sonra

Simpson son yıllarını Las Vegas’ta, çoğunlukla kamuoyunun gözünden uzakta, ancak zaman zaman spor ve şehir kulübü yaşam tarzı hakkında görüş bildirmek için sosyal medyaya girerek geçirdi. Bazen ikinci lig beyzbol maçlarına katılırken ve hayranlarıyla selfie pozları verirken görülüyordu.

Simpson, 2017 yılında Las Vegas Strip’teki bir tatil köyüne karşı, ünlü bir haber sitesine sarhoş ve rahatsız edici olduğu için yasaklandığını söylemekle suçlayan bir hakaret davası açtı. The Cosmopolitan of Las Vegas’ın avukatları Simpson’a hakaret edilemeyeceğini çünkü itibarının zaten zedelenmiş olduğunu savundu.

“Başka hiçbir şey yapmasaydım bile iz bırakacaktım”

Simpson, dokuzu Buffalo Bills’de olmak üzere 11 NFL sezonu oynadı ve burada “The Juice” olarak tanındı.

Dört NFL koşu şampiyonluğu kazandı. Kariyeri boyunca 11 bin 236 yarda koştu, 76 gol attı ve beş Pro Bowl’da oynadı.

En iyi sezonu 1973’te 2 binden fazla yarda koşarak bu barajı aşan ilk koşucu oldu.

Yıllar sonra “Oyun tarihinin bir parçasıydım. Hayatımda başka hiçbir şey yapmasaydım bile, izimi bırakmış olacaktım” dedi. 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir